Veysel Sevinç

Veysel Sevinç


Tüm yükü Recep Tayyip Erdoğan'ın sırtına yüklemek

29 Ocak 2018 - 12:48

Dış politikada yaşanan tüm gelişmelere kim cevap veriyor?

Recep Tayyip Erdoğan.

Teşkilatlardaki atamaları kim yapıyor?

Recep Tayyip Erdoğan.

Muhalefet Parti liderlerinin saldırılarına maruz kalıp, açıklamaları kim yapmak zorunda kalıyor?

Recep Tayyip Erdoğan.

Grup toplantılarında kim boğaz patlatıyor?

Recep Tayyip Erdoğan.

Valisinden, kaymakamına, muhtarından sivil toplum kuruluşu temsilcisine, engellisinden şehit ve gazi ailesine, sanatçısından çeşitlik meslek gurubuna bir çok vatandaşı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kim ağırlıyor?

Recep Tayyip Erdoğan.

Bakanların, genel başkan yardımcılarının, başdanışmanların, vekillerin, diplomatların, il başkanlarının hatta yer yer bürokratların çözmesi gereken konular bir bakmışsınız kimin önüne düşüveriyor?

Recep Tayyip Erdoğan’ın.

Tüm bunların sonucunda 4 saatlik uykuyla oradan oraya kim koşturuyor?

Recep Tayyip Erdoğan.

***

Burada yanlış giden bir şey var.

Hiçbir beşerin üzerine bu kadar yük yüklenmez.

Hiçbir insan sağlığı bu kadar yükü, bu kadar sorumluluğu kaldırmaz.

Son dönemlerde bu denli çalışan bir devlet adamı yetişmedi.

Onu da gündelik işlerle boğmayın.

Onu da her duruma müdahale etmek zorunda bırakmayın.

Bir zahmet Sayın Cumhurbaşkanının önünde dikilip:

-''Siz zahmet etmeyin, bunu da biz çözeriz'' deyiverin.

Hatta mümkünse demeden çözüverin.

Yalnızım dedirtmeyin.

***

HERKES GÖREVİNİ YAPMALI

Dış politikanın iç politikayla bu denli iç içe geçtiği bir süreçte, herkesin kendi görevini yapmasında fayda var.

Siyasetçi, siyasetçiliğini…

Bürokrat, bürokratlığını…

İş adamı, iş adamlığını…

Gazeteci, gazeteciliğini…

Akademisyen, akademisyenliğini…

Ve en önemlisi sivil toplum kuruluşları sadece kendi işlerini…

Bürokratın siyasetçilik yaptığı, siyasetçinin bürokratlığa soyunduğu, gazetecinin bunları dizayn etmeye çalıştığı, bilim insanının sustuğu, iş adamının puslu havanın geçmesini beklediği bir yerde; Türkiye’yi sosyal, siyasal ve ekonomik bir intiharın eşiğine götürmüş oluruz.

Herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli.

Ülkesini severek, milletini severek.

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI

Türkiye ne zaman düzlüğe çıkar?
-STK temsilcileri ve yöneticileri sivil toplum kuruluşlarını siyasete girme aracı olarak görmediği zaman. 

-Hemşehri dernekleri benim binlerce, on binlerce oyum var deyip siyasetçilerle pazarlık yapmayı bıraktığı zaman. 

-Sivil toplum kuruluşları sivil inisiyatifi gerçek anlamda içselleştirdiği zaman. 

-Bürokrasideki hiyerarşik yapıya, liyakat sistemine gerçek manada saygı gösterdiği zaman. 

-Sivil toplum kuruluşlarını tehdit ve güç devşirme noktasından çıkarıp, toplumun yararına, sosyal yaralara derman olacak projelere imza attığı zaman. 

-Ticaret oda ve borsalarını, kalkınma ajanslarını rant devşirme yeri olarak görmedikleri zaman. 

Ve en önemlisi tüzüklerinde yazılanlara gerçek anlamda uyup ülkeye ve millete fayda sağladıkları zaman!

YORUMLAR

  • 0 Yorum