Her 10 yılda bir darbe çanı çalan alçaklardan.
Askerle sivili karşı karşıya getirmeye çalışan haydutlardan.
Manşetlerle ülkeyi dizayn etmeye çalışsan editöryal baronlardan.
Vesayet ilkelliğine sığınan elitistlerden.
Millete efendi olmaya çalışan koca göbeklilerden.
Hakketmeyen siyasetçilerin görev başında olmasından.
İhanet edenlerin baş köşeye konulmasından.
Aydın adı altında terörizm aşkı yaşayanlardan.
Bürokrat kisvesi altına gizlenen tüccarlardan.
İnançlara saygı duymayan güruhtan.
Ülke ekonomisi çöksün duasına çıkan simsarlardan.
Demokrasiyi babasının çiftliği sanan hayvanlardan.
Milletin iradesine saygı duymayan her bir canlıdan.
Bu millet son derecede rahatsız.
***
Her 10 yılda bir darbe korkusu yaşanmaması için:
Anneler çocuklarına siyaset ve tarih öğretsin.
Milli eğitim müfredata darbeler tarihini eklesin.
Darbeler tarihini çocukların iyi anlayacakları şekilde argümanlar geliştirsin.
Kendi çalıp kendi oynayan bir millet olmaktan çıkılsın, uluslararası arenada lobicilik faaliyetleri geliştirilsin.
Günübirlik düşünceler, popülist söylemler değil, stratejiler konuşulsun.
Tüm bunlar yapılınca...
Bakın bakalım bir daha darbeye kalkışabilir mi bu güruhlar.
***
CHP SİYASAL İLETİŞİMDEN ÇAKIYOR
CHP'nin seçim sloganı: ''Geleceğim için hayır.''
Siyasal iletişim açısından sıkıntılı bir slogan olmuş.
Türkiye değil de, halk değil de, sadece partinin geleceği için Hayır olmuş gibi...
***
CHP'nin "No" filmine ilham kaynağı olan reklamcı Francisco Garcia Ferrada’yı siyasal kampanyada kullanmaya kalkışması bir an için heyecan uyandırsa da, halktan uzak oluşu filmi de gereksiz kıldı.
CHP'nin iyi bir strateji geliştirmesinin yolu, öncelikle yasakçı ve olumsuz havalardan uzak durmasından geçiyor.
Yani bu CHP'yi siyasal iletişim okyanusuna sokup yüzmeyi de öğreteseniz, bir kaşık suda boğulmasına engel olamazsınız.
Peki çözüm?
Çözüm belli 7 Ağustos ruhunda davrandıkları gibi davranmayı öğrenmeliler.
***
28 Şubat:
Tek kelimeyle zulüm.
15 Temmuz'u yapanlar o gün de vardı.
Peki ne oldu?
1000 yıl sürecek dedikleri zulmü bu millet 15 Temmuz'da alıp başlarına çaldı.
***
16 Nisan neden önemli?
Siyasal boşlukların olduğu her yeri, asker postalları doldurur.
Ya ekonomik kriz çıkar ya da darbe olur.
16 Nisan sadece koalisyonlar üzerinden, gecelik faizler üzerinden milletin sırtına binenlere değil.
Demokrasiyi tahammül etmeyenlerin yanağına, milletin indireceği ''Güçlü Türkiye'' silesidir.
Bu sileyle kimse darbe lafını bir daha ağzına bile alamayacak.
Bu sileyle; 27 Mayıs'lar, 12 Eylül'ler, 28 Şubat'lar, 15 Temmuz'lar bir daha yaşanmayacak.
***
Millet ne derse o!
Millet istedi, Menderes geldi.
Menderes'i astılar, Özal geldi.
Özal'ı zehirlediler, Erbakan geldi.
Erbakan'ı kovdular, Erdoğan geldi.
Bu millette lider bitmez!
Bu millete ne yaparsa yapsınlar diz çöktüremezler.
YORUMLAR