Veysel Sevinç

Veysel Sevinç


Koltuğu vaktinde bırakmak erdemdir! 

26 Şubat 2018 - 22:11

Makamını yıllanmış şarap sananlar var. 

Makamını yatağındaki yastık sananlar var. 

Makamına içten içe sarılanlar var. 

Makamıyla aşk yaşayanlar var. 

Makamıyla yatıp kalkanlar var. 

Makamına neredeyse soyadını verecekler var. 

Oysa doğanın tabiatı bu.

Vakit geçiyor, koltuk daima senin kalacak sanıyorsun. Öyle olmuyor. 

Hiç bir koltuk kalıcı değil. 

Bir bakmışsın kaldırılmışsın. 

Bunun bir örneği dün yaşandı. 

TÜRSAB başkanı 15 yıldan sonra değişti. 

Darısı bazı ticaret odalarının da başına... 

Türkiye'de bir çok oda ve borsa yaşlı bakım merkezlerine dönüşmek üzere...

15 Yıllık olanlar var. 

20 Yıllık olanlar var. 

30 yıllık olanlar var. 

Memlekette resmen dinazorlar var!

***

Dostoyevski'nin deyimiyle:  

Şeytan uyuyakaldı bir gün. Rüzgar sert esti. Üç tüy düştü şeytandan dünyaya. Biri paraya yapıştı, diğeri mevkiye, öteki de ihtirasa. O günden sonra şeytan hiçbir iş yapmadı.

Gerçekten de öyle...

Bazı oda ve borsalara bakıyorsunuz adamın bir ayağı çukurda ancak koltuk sevdasından vazgeçmiyor.

Neden bu sevgi?

Hesapsız, kitapsız harcamalardan mı?

Eşine, dostuna, amcasına, yeğenine rant açma alanı mı?

Bir koltuk için neden bu kadar ısrar?

***

Aynı şey siyaset için de geçerli.

Adama soruyorsun ne iş yaparsın.

Aldığın cevap şu:

23.24.25.26. Milletvekili A. Adayı...

O baştaki A ne ne oluyor? 

Aday adayı desenize şuna!

Özellikle de kartvizit ve biolarınızda...

Veya dönüyorsunuz adam belediye başkanı olmuş.

Yıllarca gelip makama oturmuş.

Karınca iken deve, deve iken fil olmuş.

Ama koltuğu bırakmıyor.

Her daim dilimize pelesenk olan ''gençler geleceğimizdir'' sözü de haliyle hayal oluyor.

Sırf bu gelişmeler Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 18 yaş açılımını desteklemek için yetmez mi? 

***

SOSYAL MEDYANIN DİLİNE EŞEK ARISI! 

Sosyal medyayı aktif kullanmak bürokrat, siyasetçi, akademisyen, gazeteci, yazar, çizer herkes için elzemdir. 

Ancak bu akıl israfını gerektirmiyor.

Sosyal medyada her gün kabine kuruluyor.

Kimine göre 5 bakan gidiyor.

Kimine göre 10 yeni bakan geliyor.

Bir gecede devletin tüm bürokrasisini dizayn edenden tutun, sosyal, siyasal ve ekonomik devrim gerçekleştirenlere...

Ve tüm bu büyük çabanın sonucunda sabah bilgisayarının başında sızmış bir şekilde bulunanlara...

Türkiye'de ''dilin kemiği yok'' sözünü çok kullanırdık.

Sanırım bundan böyle ''klavyenin kahramanı çok'' deyimini sık sık kulanıyor olacağız.

***

KONGRELER! 

MHP ve CHP'nin kongreleri bitmişti.

AK Parti'nin kongreleri tam hız devam ediyor.

Üç büyük şehirden Ankara, Mustafa Nedim Yamalı ile işi tamamladı.

İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak ve İzmir İl Başkanı Aydın Şengül ise hummalı çalışma içerisinde...

Şenocak 25, Şengül ise 19 ilçeye neşteri vuruyor.

İlçelerdeki değişim oranı taban tarafından memnuniyetle karşılanmış durumda...

Tüm bu kongreler süreciyle beraber, toplum olarak ''yerel mi'' önce yoksa ''genel mi'' temalı seçim soruları sık kullanılanlar arasına giriyor.

Cevabı ise tek bir yerde yatıyor.

Anketlerde...

Ve tabiki ekonomik konjonktörde...

***

YÖNETİMSEL KISIR DÖNGÜ!

Siyasette, bir çok yönetimde şu acı gerçek var.

Aynı yönetimde üç beş insan çalışırken, bazıları da sadece şahsi hesap yapmak için var. 

Kendi yol arkadaşlarını bile enayi yerine koyuyorlar. 

Bir  de bir ihtiras ki sormayın. 

Bir daha şu olur muyum?

Bir daha, bir daha...

Listelere girerler mi bilinmez ancak.

Dışarıda kalmalarının içeride olmalarından daha hayırlı olacağı kesin. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum