Veysel Sevinç

Veysel Sevinç


15 Temmuz’un mücadelesi, 7 Ağustos’un ruhu unutulmamalı!

31 Temmuz 2017 - 21:14

Şu aralar Türkiye’nin en büyük ihtiyacıdır normalleşmek.

Bu; sosyal, siyasal ve ekonomik  kalkınmanın yegane yoludur. 

Bir yandan FETÖ ile mücadele edilirken, diğer yandan gelecek nesillere nasıl bir Türkiye bırakacağız sorusuyla ilgilenilmeli.

Nasıl bir Türkiye?

Ekonomisi gelişmiş, sosyal yaşantısı huzura kavuşmuş, siyasi gerginlikleri uç noktalardan arındırılmış bir Türkiye…

Birlik ve beraberlik içinde yaşamayı alışkanlık haline getirmiş, teröre ortak tavır almış, bilime kucak açmış, fende ilerlemiş, ideolojik saplantıların esiri olmaktan kurtulmuş, bürokratik sorunlarını tarihe gömmüş bir Türkiye…

40 yıl boyunca en sinsi şekilde hazırlanıp 15 Temmuz’da ülkeyi işgal etmeyi düşünen bu hain yapıya verilecek en güzel cevapta hiç kuşkusuz sorunlarını aşmış bir Türkiye olacaktır.

***

15 Temmuz’da ülkeyi işgal edemeyen şer odaklarının, başka yollarla Türkiye’yi zor durumda bırakma girişimleri elbette devam edecektir.

Çünkü şer odaklarının işi kaos yaratmaktır.

Ancak onlar bunu yaparken önemli olan ülke olarak bizlerin ne yaptığı…

Evet günümüzde FETÖ’yle ciddi anlamda mücadele ediliyor. Güvenlik güçlerimiz bunu en güzel şekilde yürütmeye gayret ediyor. 

15 Temmuz’da yaşanan destansı mücadele de kesinlikle her zaman yapılmalı.

Ancak diğer yandan da 7 Ağustos ruhuyla herkesin birlik ve beraberlik içerisinde yaşaması gerekir.

15 Temmuz’un mücadelesi, 7 Ağustos’un ruhunu ekonomiye, siyasete, sosyal yaşantıya serpiştirip, uluslararası arenada başarılı bir duruş sergilemek; ülkenin ve tüm milletimizin müşterek geleceğine ciddi katkılar koyacaktır.  

Bugün yeni dünya düzeninin kurulduğu bir dönemde herkesin en büyük sorumluluğu bu olmalıdır.

‘’ Ben ‘’ demeden ‘’ biz ‘’ diyerek, toplumsal çatışmayı bir kenara bırakarak, kişisel ikbalini hayatının merkezinden çıkararak…

***

Yeni dünya düzeni oluşturulurken; kilit ülkenin Türkiye olduğunu tüm şer odaklar biliyor. İşte bu nedenle tüm farklılığımız ile güçlü bir Türkiye olmak zorundayız.

15 Temmuz gecesini düşünüp, o zor geceyi aklımızdan çıkarmayıp, kenetlenmenin yollarını, hep birlikte yaşamanın formülleri üzerinde çalışmalıyız.

Tarafgirliği, nefret dilini, ötekileştirmeyi, nepotizmi bir kenara koyup, ülke faydasına olacak tüm projelere imza atmayı, ülkeyi ileri götürecek tüm fikirleri ortaya koymayı, ortak aklı, demokrasi kültürünü yaşatmalıyız.

Sivil inisiyatifler alarak siyaset dilinde yumuşamayı, bilimsel çalışmalar ortaya koyarak muasır medeniyetler seviyesine ulaşmayı, teknolojiyi takip ederek yeni sanayi devrimini kaçırmamayı ilke edinmeliyiz.

Ortadoğu’daki tüm planlarını yıkmanın yegane yolu da budur.

***

Türkü, Kürdü, sağcısı, solcusu, Alevisi, Sünnisi, zengini, fakiri, AK Partili’si, CHP’lisi… Tüm farklılıklarımız en büyük zenginliğimizdir.

Bu mozaikin bozulmaması için hepimize 15 Temmuz’un mücadelesi, 7 Ağustos’un ruhu lazımdır.

Özetle; 15 Temmuz şehitlerinin bu ülkenin her bir vatandaşının üzerine yüklemiş olduğu manevi bir sorumluluk vardır.

Ve o sorumluluğu yerine getirmenin en önemli yolu da 7 Ağustos ruhunu ilelebet yaşatmaktan geçmektedir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum