Çavuşoğlu'ndan S-400 açıklaması

Çavuşoğlu'ndan S-400 açıklaması
29 Mart 2019 - 15:30 - Güncelleme: 29 Mart 2019 - 15:37

Türkiye'nin Rusya'dan alacağı S-400 hava savunma sistemi konusunda ABD'nin verdiği tepkiler sonrası Türkiye'nin nasıl bir süreç izleyeceği sorulan Çavuşoğlu, "Biz Rusya ile bir anlaşmaya vardık. Türkiye'nin hava savunma sistemine ihtiyacı vardı. Birçok ülkeyle müzakere yaptık. Bazı ülkeler veremedi, vermek istemedi. Rusya ile bir anlaşma imzaladık.

Bu anlaşma geçerlidir ve şimdi teslimat ne zaman olacak bunu konuşuyoruz. İki ülke arasındaki anlaşmaya üçüncü bir ülkenin karşı çıkması ve başka türlü karar alması uluslararası hukuka aykırıdır. 'Ben böyle istiyorum böyle olacak' artık geçerli olmadığını bütün dünyanın görmesi gerekiyor. Bu anlaşmaya bağlıyız. Üçüncü bir ülkeye verme, satma gibi bir şey yok. Kendi ihtiyacımız için alıyoruz. Rusya istediği zaman üçüncü bir ülkeye istediği zaman satabilir.

Niye ben alacağım ürünü üçüncü bir ülkeye vereyim? F-35'i Türkiye ortaklarından biridir. Bazı parçaları Türkiye üretiliyor. Türkiye yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Çok taraflı bir projedir. ABD'den çelişkili açıklamalar geliyor. Trump'ın Cumhurbaşkanımıza söylediği açık ve kayıttadır. Bu karmaşada herkes farklı şeyler sürüyor. Bir gerçek var ki Türkiye Cumhuriyeti'nin Rusya ile S400 konusundaki anlaşması geçerlidir" değerlendirmesini yaptı.

"Boşluğu terör örgütleri değerlendirmemeli"

Suriye'de YPG'nin elindeki silahların hatırlatılması üzerine Bakan Çavuşoğlu, ABD'nin orada işbirliği yaptığını söyledi. ABD'nin terör örgütlerine çok silah verdiğini aktaran Mevlüt Çavuşoğlu, "O silahları geri alacaklarını söylediler. Şimdi bazılarını alamayacaklarını söylüyor. YPG/PKK bu silahların önemli bir kısmını sattı. Bazıları Türkiye'de yakalandı. PKK/YPG bu bölgede olduğu sürece komşu ülkelerin ve Suriye'nin güven içinde olduğu söylenemez. Suriye'nin toprak bütünlüğü tehdit altındadır. Bunların amacı Suriye'yi bölmektir. Koalisyon bunları cesaretlendirmiştir.

ABD'nin çekilme kararının ardından güvenli bölge nasıl olur ve buralarda nasıl çalışacağız, bu kararı alan ABD ile görüşüyoruz. Aynı zamanda Rus ortaklarımız ile bu konuları koordine ediyoruz, birlikte çalışıyoruz. Türkiye ve Rusya'nın Suriye'nin toprak bütünlüğüne bağlılığı ortadadır. ABD'nin çekilme kararının ardından bir eylem planının olmadığını görüyoruz. ABD'den bu konuda da farklı ve çelişkili açıklamalar geliyor. Süreci birlikte koordine etmek durumundayız. Boşluğu terör örgütleri değerlendirmemeli" diye konuştu.

"ABD'nin çekilmesi bölge için önemlidir"

Suriye topraklarındaki İdlib konusunda Rusya ile imzaladıkları mutabakatın geçerli olduğunun altını çizen Bakan Çavuşoğlu, "Sahada uygulanması için sahada arkadaşlarımız çalışıyor. Ortak devriye dahil aşamalı olarak sahadaki işbirliğini somut bir şekilde görülüyor. İdlib mutabakatını başarılı şekilde uygulamak bizim ortak sorumluluğumuzdur. Ama özellikle son zamanda rejimin saldırıları arttı. Rejimin bu saldırıları durdurması gerekiyor. Siviller de ölüyor, ateşkesi tam olarak tesis etmemiz lazım. Birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Biz Astana garantörleri olarak herkesten daha fazla Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Suriye'nin kuzeyi de Golan Tepeleri de Suriye'nin topraklarıdır.

Şu andaki rejim ile ilişkilerimiz malum ama buralar Suriye halkının ve Suriye devletinindir. Rejimin başında o olmuş, bu olmuş bunu değiştirmez. Rejim buraya dönecekse ABD çekilmem diyor. ABD'nin çekilmesi bölge için önemlidir. Bu konuları sadece ABD ile değil ortaklarımız ile de koordine ediyoruz. Güvenli bölge fikri Türkiye'nin güvenliği çok önemlidir. Bu bölgede güvenli bölge olmazsa rejimin eline geçerse ayrı bir kaos doğar. Geçici tedbirler Suriye'nin geleceğini tehdit etmez, etmemelidir" dedi.

Cemal Kaşıkçı cinayeti

İstanbul'da öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetini işleyenlerin açık şeffaf yargılanması talebinin yerinde olduğuna değinen Çavuşoğlu, "Biz bütün bilgileri paylaştık. Bizim açımızdan problem yok. Suudi Arabistan ile de paylaştık. Ama Suudiler tarafından bize bilgi verilmedi. BM'nin böyle bir açıklama yapması doğrudur. Herkesin yargılama süreci hakkında bilgi sahibi olması gerekiyor" açıklamasını yaptı.

"Ticaret hacmimiz istikrarlı şekilde artarak devam ediyor"

Rus Bakan Sergey Lavrov, bakanlıklar arasında yıllık istişareler programı kapsamında çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Önlerindeki üst düzey işbirliği toplantısı kapsamında Putin ve Erdoğan'ın programına hazırlık mahiyetinde bu toplantıyı yaptıklarını dile getiren Lavrov, "Bu zirve Rusya'nın başkentinde yapılacak. Çalışmalar güzel bir tempoda devam ediyor. Türkiye, Rus Toplumsal Forumu yapılacak. Ticaret hacmimiz istikrarlı şekilde artarak devam ediyor.

İki ülke arasındaki 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşacağız. Türk akımı olsun, nükleer santral olsun bütün bu projeler bizim belirlediğimiz takvim kapsamında devam ediyor. Zamanında devreye alınacaktır. Askeri, savunma işbirliği konularını ele aldık. Hali hazırda S-400 savunma sistemlerinin tedariki konusunda çalışmaları memnuniyetle takip ediyoruz" ifadelerine yer verdi.

2017'ye göre Türkiye'ye giden Rus turist sayısında yüzde 25 artış olduğunu kaydeden Lavrov, vatandaşlarının güvenliğini sağlayan Türkiye'ye teşekkür etti.

Vize serbestisi konusuna da değinen Sergey Lavrov, "Çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yakın zamanda hususi, görev pasaport sahibi ve profesyonel sürücülere vize muafiyeti üzerine çalışıyoruz. Türkiye'ye gelen veya yaşayan vatandaşlarımıza ibadet imkanı sağlayan Türkiye'ye minnettarız" dedi.

"Suriye'de ortak çalışmamız devam ediyor"

Öncelikli ele aldıkları konulardan birinin Suriye olduğunu aktaran Lavrov, "2254 sayılı BM kararı kapsamında çalışmaların devam ettirilmesinden yanayız. Buradaki kararların etkin şekilde uygulanmasını bekliyoruz. Astana Formatı kapsamında Türkiye, Rusya, İran aktif olarak çalışıyoruz. Astana Formatı çözüme katkı sağlıyor. Bu formata engel olmak isteyenler de var ama anayasa komisyonu kurulması çalışmalarını hızlandırdık.

BM, Suriye hükümeti ve muhalefetle işbirliği içinde bu çalışmaları yürütüyoruz. Anayasa komitesinin kurulmuş olması Cenevre sürecinin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Mültecilerin barış içinde ülkelerine dönebilmesi önemli. Beşeri ortamın iyileştirilmesi önem arz ediyor. Askerden arındırılmış bölge çalışmaları devam ediyor. Suriye arazisinde terörizmin ortadan kaldırılması için müşterek çalışmalarımıza devam edeceğiz" diye konuştu.

Golan Tepeleri açıklaması

ABD'nin Golan Tepeleri kararını değerlendiren Rus Bakan Lavrov, "Bu adımı İsrail'deki seçimler kapsamında değerlendiriliyor ama bunun başka bir boyutu var. Öyle hissediyorum ki, bu bilinçli olarak, 'Ben her şeyi yaparım' gösterisidir. Bu gösteri ultimatom ve tehditle yapılan şey bu bir nevi yeni bir aracı dış politikada uyguladığı ABD'nin. Bu tür ilişkileri uluslararası hukuka aykırı. Burada düşünülebilen uluslararası ilişkiler ilkesi ihlal edilmekte ve çiğnenmekte. Güvenlik Konseyi'nin Orta Doğu çözüm sürecinin Golan Tepeleri kararına aykırı bir davranıştır" açıklamasını yaptı.

"Herhangi bir komşu devre dışı bırakılamaz"

ABD'nin Suriye'den çekileceği ve diğer bölgelerin durumu için açıklama yapan Lavrov, "Biz Türk meslektaşlarımızla bu konuyu ele alıyoruz. Suriye'nin kuzeydoğusuyla ilgili ortak yaklaşımımız var. Bunu Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duyarak ve Türkiye'nin de güvenliğini göz önünde bulundurarak yapmamız gerekir. Türkiye ile Suriye arasındaki sınırdan bahsediyoruz. Komşulardan birinin burada devre dışı bırakılması mümkün değil. Adana Sözleşmesi güzel bir alt yapı.

Fırat'ın doğusunda olup bitenlerle ilgili ABD çekildiğini söyledi ama henüz çekilmedi. Orada oluşmuş durumu, ABD'nin girmesinden önceki duruma döndürmek gerekir. Araplar yaşadıkları topraklara dönmeleri gerekmektedir. Bu 2254 BM kararı kapsamındaki alınan karardı ve bu şekilde uygulamış oluruz" ifadelerine yer verdi.  

YORUMLAR

  • 0 Yorum