Peki ya siz: Sayın Gül, Davutoğlu ve Arınç! Evet mi? Hayır mı? 

Veysel Sevinç

Türkiye'de ters siyasal iletişimin tavan yaptığı bir süreçteyiz. 

Tarihe not düşülüyor resmen.

CHP ve Saadet Partisinin aynı paydada birleştirildiği anlara şahitlik ediyoruz.

Gül, Arınç, Davutoğlu'nun sessizliğinin tavan yaptığı ve hayra alamet olmayan anlara...

Ne sağ fraksiyon kaldı ne sol fraksiyon.

Yüzlerce sivil toplum kuruluşunun ağız birliği yaparcasına sürece dahil olduğu...

Sendikaların, oda ve borsaların siyasetle evrildiği...

Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir süreç...

***

Her fikrin en sesli şekilde dile getirildiği bu süreçte sormak gerekir:

Melih Gökçek canı gönülden Evet diyor, siz de Evet diyor musunuz Sayın Arınç?

Ahmet Necdet Sezer canı gönülden Hayır diyor, siz Evet diyor musunuz Sayın Gül?

Rahmetli Erbakan yaşasa kesin Evet derdi, siz Evet diyor musunuz Sayın Davutoğlu?

Nedir bu sessizliğin nedeni?

Nabza göre şerbet mi?

Evet çıkarsa balkon konuşmasına koşmanın hazırlığı mı?

Hayır çıkarsa parti kurmanın ince düşüncesi mi?

Nedir bir söyleyin de safınızı bilelim.

***
Elbette Evet veya Hayır düşüncenize herkes saygı duyacaktır.

Duymalıdır da...

Zira demokrasinin gereğidir farklı düşünceler. 

Ve en büyük zenginliğimizdir farklı düşüncelerimiz. 

Ancak, Merkel'in bile burnunu ülkemizin siyasetine soktuğu bir süreçte, Eski bir Cumhurbaşkanı, Başbakan ve
Başbakan Yardımcısının susması bir hayli manidar.

Kayseri...

Konya...

Manisa...

Muhafazakar ve Milliyetçi tabanın çok güçlü olduğu 3 kadim şehir. 

Ve AK Parti ve MHP'nin Evet dediği bir süreçte; susmak?

Bunu ne Gül'ün ılımlı siyasetçiliği ne Davutoğlu'nun stratejik derinliği ne de Arınç'ın ''bana ahmak diyebilirsiniz''
refleksi açıklayabilir.

Her ne kadar bir fikrimiz olsa da...

Millet merak ediyor insanlar...

Lütfedin lütfen;

Evet mi? Hayır mı?

***

Recep Tayyip Erdoğan...

Bu millet o var diye sizin yanınızda durdu mu? Evet.

Bu millet o var diye size deha, hoca, abi dedi mi? Evet.

Üç önemli figürdünüz.

Peki ya şimdi?

Ben söyleyim: Türkiye'nin, parlamenter sistemin sorunlarını rafa kaldırmaya çalıştığı, bürokratik vesayeti tarih
yapmaya çalıştığı, yedi düvele karşı çalıştığı bir süreçte...

Siz üçünüzün toplamı; Melih Gökçek'in attığı 140 karakterli 1 tvit kadar çalışma yapmıyorsunuz.
 
***
Anadolu tabiriyle bir söz vardır.

Yiğidin sözü de malı da ortada olur.

Şeffaf olur, net olur. 

Kamuoyunun, önemli görevler yapan devlet adamlarının oy rengini merak etmesi gayet doğal değil mi? 

Yoksa elbette sandıkta ne yaptığınız siz ile tercihiniz arasında...

***

1 NİSAN'DA ALGI YAPANLAR...

15 Temmuz'u romantize etmeye çalışanlar...

Memlekete korku pompalamaya çalışanlar... 

Onlara alet olanlar...

Bu millete tepeden bakanlar...

''Dağdaki çobanla benim oyum bir mi?'' diyenler... 

Anadolu insanını kıyafetinden dolayı mekanlarına bile almayan sözde entellektüel gülleler...

Bu millet var ya bu millet! 

Sandığı çok seviyor. 

Ve sandıktan çıkardığı kararı da ölümüne sahipleniyor. 

Siz siz olun; seçilenleri farklı bir şekilde alaşağı etme yoluna kalkışmayın.

Siz siz olun; ''15 Temmuz'u unutmayın.''

İçselleştirmek için, bu notu ister alıp baş ucunuza koyun, ister gargara yapıp yutun.

''Helikoptere sapanla giden bir millete asla kafa tutmaya kalkışmayın.''