Bu millet siyasi ayaklara gelmiyor!

Veysel Sevinç

Bir milletvekilinin öncelikli görevi ülkesine ve milletine sadakat göstererek hizmet etmektir.

Kendisine tanınan imtiyazların öncelikli koşulu budur.

Topluma yük, kazancı büyük vekil olması değil!

Bu nedenle millete gerçek manada hizmet edecek olanlar göreve talip olmalı.

Aynı şeyler genel başkanlar için de geçerli…

Zira klasik siyasetçi profili artık rağbet görmüyor. 

Köhne düşüncelerinin ürünü eski vaatleri de artık millet yemiyor.

Bu millet, bir zamanlar;

'' Kim ne veriyorsa beş lira fazlasını vereceğim, ekonomiyi 500 günde düzlüğe çıkaracağım. '' Diyen Süleyman Demirel’i…

'' Köyler kent olacak. '' diyen Bülent Ecevit’i…

'' Susurluk'u çözeceğiz. '' Diyen Tansu Çiller’i…

'' Her mahalleye bir çamaşırhane yaptıracağım. '' Diyen Nurettin Sözen’i…

'' Doğuran kadına 15 bin, her ev kadınına 500 TL maaş vereceğim. '' Diyen Haydar Baş’ı…

'' Mazot 1 YTL olacak, üniversite sınavı kalkacak. '' Diyen Cem Uzan’ı…

'' Ofsaytı kaldıracağım, kale direkleri arasındaki mesafeyi artıracağım. '' Diyen Besim Tibuk’u hiç unutmadı.

Daima ince bir tebessüm ile hatırladı.

'' Her dar gelirliye 600 TL maaş vereceğiz. '' Diyen Kemal Kılıçdaroğlu’unu da hiç unutmayacak.

Zira böyle bir söylem; ülkenin ekonomi politikalarına, mali durumuna bakılmaksızın gelişigüzel '' ya tutarsa '' diye ortaya atılan bir söylemdir.

Ve gerçeklikten uzaktır.

Bizim seçmen neyi en iyi biliyor deseler:

Sanırım verilecek en güzel cevap '' sandıkta vereceği dersi '' olur.

Gerçekten bizim millet, kendisinden olmayana oy vermiyor.

Ve gerçekten bizim millet, istediği vakit istediği partiye dersi verebiliyor.

Tıpkı 7 Haziran’da AK Parti’ye ince bir uyarı verdiği gibi…

Tıpkı 16 yıl boyunca AK Parti’den başkasına da güvenip ülkeyi teslim etmediği gibi…

***

BAKANLIK VE VEKİLLİK

Yeni sistem bakan olacaklara vekillik yolunu kapatıyor.

AK Parti’de özellikle vekil adayları belirlendikten sonra tüm gözler bakan olacaklara çevrilecek.

Tabi bu süreçte ciddi anlamda heyecanlı bir bekleyiş de sürmüş olacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iş adamlarından, akademisyenlerden, entellektüel kesimlerden bazı isimlere de şans vereceği göz önüne alındığında yeni sisteme geçiş bir hayli merak uyandıracak.

BELEDİYE BAŞKANLIĞI VE VEKİLLİK

İzmir’in Ödemiş ilçesinin Belediye Başkanı Mahmut Badem’in vekil adaylığı ile ilgili açıklaması özünde bir fecaat olmuş.

Kendisini, saygınlığını, güler yüzlülüğünü hep takdir etsem de vekil adaylığı konusundaki açıklamasını abesle iştigal gördüm.

Zira bir belediye başkanı olarak yerel seçime henüz 1 yıl var iken; seçilmiş olduğu Ödemiş’e yapması gereken 1 yıllık hizmet var iken, gözünü Meclis koltuğuna dikmesi doğru olmamış.

Özellikle de Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Antalya’nın Manavgat ilçesinde düzenlenen AK Parti Yerel Yönetimler Akdeniz Bölge Toplantısı'na sinevizyonla bağlanıp "Belediyelerimizin işleri artık toparlama, çukurları kapatma, üst yapıya yönelik icraatlarla şehri güzelleştirme zamanı gelmiştir. " sözü henüz tazeliğini koruyorken. 

Burada bir sonuç ortaya çıkmaktadır.

Ya Sayın Badem işleri artık toparlamamayı, çukurları açık bırakmayı, üst yapıyı tamamlamamayı, şehrin güzelliğini Allah’a emanet etmeyi göze almış.

Ya da Ödemiş’te seçimlere bir yıl kalırken her şeyi tamamlamış!

Veya siyasette varyasyonlar tükenmez… Şöyle de bakılabilir:

Ya Sayın Badem bir daha belediye başkanlığını kazanacağına inanmıyor.

Ya da bir daha belediye başkanlığına aday gösterileceğine…

Cumhurbaşkanımız uygun görürse lafı ise; belediye başkanlarıyla ilgili verdiği son yıl mesajını hiç dinlemediğinin göstergesi olmuş.

Özetle Ödemiş’in sayın Badem’in hizmetlerine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Tabi gerçek anlamda hizmet vermekten bıkmamışsa!

Lakin Ödemiş siyaseti zordur ve patates yetiştirmeye de hiç benzemiyor!