Seçmeni aşağılayanlar, kömürcü, makarnacı diyenler.
Demokrasiyi sadece kendilerine hak görüp, başkasına hakaret etme hakkı tanıdığını sananlar.
Kendilerine oy vermeyen kitleyi koyun görenler.
Yüzde 5 olmadıkları halde ülkenin yüzde 95'ini dizayn etmeye çalışanlar.
Millete parya muamelesi yapıp, kendini efendi sananlar.
Ülke gündemini sadece kendi bakış açısıyla yorumlayanlar.
Ülke her kafasını kaldırdığında başını eğmeye çalışanlar.
Kendi ülkesinin liderlerine hakaret edip, İngiliz kraliçesinin eteğini öpenler.
Alman'a, İngiliz'e, Fransız'a duyarlı olup, kendi tarihine Fransız kalanlar.
Dünyanın fay hatlarının hareketlendiğini göremeyenler.
Yüz yıllık hesapları idrak edemeyenler.
Çok uluslu müdahalelere iradesi yetmeyenler.
Emperyal düşünceleri filizlenen Batı dünyasını krizlerini göremeyenler.
Batı dünyasının sömürgeci geçmişini bilmeyenler.
Anadolu'yu bilmeyenler, önemini idrak etmeyenler.
Küresel oyunları görmeyenler, günübirlik düşünenler.
Dünya'da bir çok antlaşmanın artık sözde olduğunu, diplomasinin intihara sürüklendiğini anlamayanlar.
Figüranlığı başından kabullenenler, başrolde oynamaya ufku yetmeyenler.
Gözlerine husumet, gönüllerine nefret, beyinlerine cehalet tohumu ekenler.
Silah satıp barış isteyenleri, virüs yayıp ilaç satanları, insan öldürüp insan haklarını savunanları, işgal edip demokrasi diyenleri görmeyenler...
Bebeklerin, kadınların, sivillerin öldürüldüğü Ortadoğu coğrafyasına kayıtsız kalanlar.
BM'nin daimi ülkelerinin en büyük silah tüccarı olduğunu bilmeyenler.
Kıyıya vuran cesetlerin, istiflenen cansız bedenlerin acısını yüreğinde hissetmeyenler.
Dünyada söz sahibi olmak istemenin ne olduğunu, varlık veya yokluk mücadelesinin ne anlam ifade ettiğini bilmeyenler.
Her biri 16 Nisan’ı bekliyor olacak.
Hepsinin odaklandığı tarihtir 16 Nisan.
Ve bu millet her kesimiyle, bu seçimin de üstesinden gelecektir.
Farklılığı zenginlik görenler, birlikte yaşamanın kıymetini bilenler, demokrasiye saygı duyanlar yine kazanan tarafta yer alacaktır.
***
Referandumdan sonra milletin beklediği:
FETÖ ve yılların getirmiş olduğu sistemsel sıkıntıların son bulması için...
-Erken genel seçim.
-Erken yerel seçim.
-Liyakat.
-Yatmayan, çalışan bir bürokrasi.
-Farklı görüşlere tahammül.
-İyi bir eğitim sistemi.
-Ekonominin tekrar rayına oturması.
Günümüzde kutuplaşmış bir ortamdan, hakaret kültüründen, tarafgirlik ve nefretten bıkan bir toplum var.
Ve hepsinin de gözü 16 Nisan’da...
Son dönemeçtir bu.
16 Nisan’ı bir devletin çöküşü olarak gören de, ülkenin bir anda güllük gülistanlık olduğunu düşünen de abartmış olur.
Değişen ülkenin yönetim sistemidir.
Sorun ise yıllarca çalışmayan parlamenter sistemin artık ‘’error’’ vermesidir.
Asıl demokrasi mücadelesi de ondan sonra başlayacaktır.
Asıl demokratik denetim de ondan sonra önemli hale gelecektir.
Özetle; 16 Nisan yeni sorumlulukların başlayacağı bir tarihtir.
Sistemi iyi işletecek olan ise; hiç kuşkusuz toplumun tüm kesimlerinin bir biriyle olan iyi ilişkisi olacaktır.
YORUMLAR