Canan Kalsın

Canan Kalsın


Kudüs!

06 Aralık 2017 - 23:35

Amerika’nın hızlı düşüşünü hızlandıran ilk adım oğul Bush ile başlamıştı. Hatırlarsınız dili sürçmüş ( ! ) ve ağzından Crusades ( Haçlı Seferleri ) fikri neyse zikri olmuştu.

1989 Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla birlikte ‘tek kutuplu’ dünyada düşman öteki  yani Müslümanlar oluvermiş , bizde de dış tehditler birden iç tehdite yani irtica tehditi algısına çevrilivermişti.

Huntington’ın medeniyetler çatışması tezi ortalıklarda geziyor , dünya üretilen onca silahın tüketileceği ve savaşını yapacağı Ortadoğu’ya demokrasi (! ) getiren kahramanlar kılıfında cellatları ortaya çıkıyordu.
İnsanlık tarihinin en büyük göçlerini başlatan petrolün olduğu her ülkeye kan ve gözyaşı ikram eden Amerika , dolarla kontrol ettiği enerjiyi petro-dolar üzerinden yönetmeye, Rusya’ya manipüle ettiği petrol fiyatlarıyla tarihinde ikinci çelmesini de atıvermişti. O yüzden bugün altınla ticaret, TL ya da Ruble’yle yapılacak / yapılan ticaret Amerika’nın etki alanını daraltan bir  harekettir . Başka bir yazının konusu olmakla beraber Zarrab konusu ve altınla ticaret yapan Halk Bankası bu bağlamda Amerika için tehdittir ve bu tehdit algısı önceden tahmin ( preemptive war , ön alma taarruzu ) edilecek ve yok edilecektir. 

Bush’un ulusal güvenlik stratejisi ile başlayan özgürlük  - güvenlik dengesini , önce güvenlik sonra özgürlük tercihine yöneltmiş aslında kısaca vahşi Batı’nın önce as sonra yargılayalım ‘’ kollektif gayr-i  şuurundan başka bir şey değildir. Nasıl insanların bilinç altı varsa , aynısı toplumların da bilinç altında tezahür eder.
Düşman Müslümanlar; İslami terörist kalıbına dökülmüş , Müslüman = terörist algısı önce kamuoyunu ikna edecek şekilde filmlere konu olmuş, sonrada yeterli kamuoyu desteği oluşturulduğunda da uygulamaya konulmuştur.

16.yy’dan itibaren kiliselerde başlayan ‘’neden doğu bu kadar zengin ?’’ sorusunun cevabını araştıran Hristiyan din adamları önce dili öğrenmiş, sonra dinimizi öğrenerek birbirini takip eden çalışmalarla 4 yüzyıl sürmüş ve en kuvvetli olduğumuz alanlar, en zayıf halkaya dönüştürülerek  önce din zayıflatılmış, kiliselerde başlayan hadis toplamalar ve Kur’an tefsirleri ile ayrıştırmalar, yalan – yanlış ve hurafelerle dolu hale getirilmiştir.
1. Dünya Savaşında Amerikan entellektüellerini ikna etmek üzere kurulan enformasyon bakanlığı ile ilk algı yönetimi – ikna taarruzu ile kitlelerin yönetimine başlanmıştır.


1. Dünya Savaşı Arap topraklarına  kısası reddeden ‘’Vahabiliği’’ hediye ederken,  İslam’ın kesinlikle reddettiği biat kültürünü , cemaatler biat kültürü ve algısı oluşturularak kitleler kolaylıkla yönetilmiştir.

Yıllardır derinden ülkenin bütün kaynaklarını sömüren devlet içinde devlet, millet içinde millet oluşturacağını sanan buzdağının görünen yüzünde Müslüman altında CIA ve diğer örgütleri barındıran cemaatlerle hareket serbestisi sağlanan illegal örgütler Ergenekon başlığında kozmik odalara girilmesine bahane olmuş, Türkiye tarihi bir yüzleşme şansını kaybetmiş,  konunun aslında Nato’cularla – Avrasyacı’ların tepişmesi olduğu 15 Temmuz’da su yüzüne çıkan 1 dolarlıkların , kendisine emanet edilen , düşmana karşı kullanılması gereken silahları kendi halkına yöneltmiştir.

Cemaat  hamlesi fos çıkan Natocu – Amerikancı taraf , Türkiye’nin Rusya -Çin ekseninde yer alması ile Sünni- Şii savaşı çıkaramayan , haşa Allah’ı kıyamete zorlayan Evangelistlerin hevesi yarım kalınca , tez elden konuyu en tehlikeli alana Kudüs konusuna yönlendirmesi sebepsiz değildir.

Konuyu biz yok hükmünde kabul etmeliyiz. 1000 yıllık dış politika süzgeci ve tecrübesi devreye girmeli ve hamasetten kaçınılmalıdır.

Haçlı savaşları Kudüs’e doğru yola çıktığında önce kendi ülkelerini  yakıp yıkarak devam etmiş ve orada uğradığı yenilginin rövanşını almaya çalışan havuç renkli bir adamı ciddiye almamalıdır. Bu durum aklı başında Amerikalıları da rahatsız edecektir. Önce kendi ülkesindeki çatışmalarla savaşmak zorunda kalacak olan Trump’ın – her ne kadar mavi kravat takıp doğruyu söylediği imgelemesi oluşturmaya çalışan  Amerika’nın hızla düşüşünü, serbest düşüşe bırakan bu adamı ciddiye alarak  3.Dünya savaşını dinler arası savaşın tetiği haline getirmek yerine, delidir ne yapsa yeridir deyip yola devam etmek gerekir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum